Travma, bireyin ruh sağlığını önemli ölçüde etkileyen ölüm tehdidi, kayıp veya bedensel bütünlüğüne zarar veren bir olay yaşaması olarak tanımlanabilir. Bireylerin bu olaylara bizzat maruz kalması, şahit olması veya bir yakınının böyle bir durum yaşaması travma olarak değerlendirilebilir. Travmalar bireyleri çeşitli şekillerde etkileyebilir. Kimi zaman bireyler farkında olmadan onların davranışlarını etkiler kimi zaman ise travmayı hatırlatan bir ortama veya olaya maruz kaldığında somatik belirtilerle kendini gösterir.
Travmalar bireylerin duygu, davranış, fizyoloji ve benlikleri üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bireyler üzerinde bu denli etkiye sahip travmalar çeşitli psikopatolojilere sebebiyet verebilir. Ciddi travmalar kendini travma sonrası stres bozukluğuyla gösterebilir ve bununla beraber depresyon, kaygı, madde kötüye kullanımı gibi ruhsal problemlere sebep olabilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Birey ölümle burun buruna geldiği, ciddi yaralanma geçirdiği, cinsel saldırıya maruz kaldığı veya bu olaylara şahit olduğu durumlarda travma sonrası stres bozukluğu geliştirebilir. Bu tanıya sahip bireyler, olayı hatırlatan durumlardan, ortamlardan kaçınırlar. Bunlara maruz kaldıkları takdirde çeşitli somatik belirtiler gösterebilirler. Ciddi bir travmaya maruz kalan bireylerin duygularında ve davranışlarında belirgin değişiklikler görülür. Asabi tavırlar, saldırganlık, kendine zarar verme davranışları, uyku problemleri, konsantrasyonda bozukluk ve aşırı tetikte olma gibi işlevselliği önemli ölçüde etkileyen durumlara rastlanabilir. Bu gibi durumların tamamı bireyin hem aile içerisinde hem de sosyal çevresiyle olan etkileşimini zedeler. Travma sonrası stres bozukluğuyla beraber kaygı bozuklukları, depresif bozukluklar, madde kötüye kullanımı ve davranım bozuklukları görülebilir.
Travma ve Depresyon
Depresyon birçok ekolde yardım çığlığı olarak değerlendirilir. Yardıma ihtiyacı olan bireylerin kimi zaman yardıma ihtiyacı olduğunun farkında olmadan kendini ifade etme biçimi olarak kimi zaman ise yardıma ihtiyacı olduğunu bildiği halde çeşitli sebeplerden bunu dile getirememesinin bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Bu noktada travmatik bir olaya maruz kalan bireylerde depresif davranışlar görülmesi muhtemeldir.
Travma ve Kaygı
Bireyler travma anında büyük oranda korku, çaresizlik ve dehşet yaşarlar. Olayın etkileri kendini ilerleyen süreçte gösterdiği takdirde bireylerde travmaya bağlı olarak çeşitli kaygı bozuklukları görülebilir. Özellikle cinsel taciz, ölüm, trafik kazası ve yaralanma gibi travmalara maruz kalan veya şahit olan bireylerde aşırı tetikte olma gibi davranışlar gözlemlenir. Birey olaya dair anımsatıcılardan olabildiğince kaçar ve bu anımsatıcılara maruz kaldığı takdirde somatik belirtiler gösterebilir.
Travma ve Madde Kötüye Kullanımı
Travmaya maruz kalan bireylerin, travma anında yaşadıkları korku, çaresizlik ve dehşet gibi duyguların yansıması olarak ilerleyen süreçte davranış ve duygularında çeşitli bozulmalar ortaya çıkar. Bireyin asabi ve saldırgan tavırları, sürekli tetikte olması gibi davranışlar, mental olarak oldukça yorucudur. Birey bu davranış ve duygulardan kaçmak ve rahatlamak adına madde kullanımına yönelebilir. Uyuşturucu maddelerin rahatlatıcı etkisi bireye gerçekçi olmayan bir güvenli alan sağlar. Bireyin kendine sağladığı bu güvenli alan ilerleyen süreçte kendisine bağımlılık olarak geri döner.
Travma ve Sosyal İzolasyon
Bireylerde travmaya bağlı olarak gelişen davranış ve duygular zamanla bireyin sosyal olarak kendini izole etmesine sebebiyet verebilir. Travma kaynaklı geliştirilen kaygı ve korkular, asabi ve saldırgan tavırlar, travmayı hatırlatan ortam ve durumlardan kaçınma gibi duygu ve davranışlar bireylerin çevrelerinden uzaklaşmasına sebep olur. Sağlıklı bireyler sosyal olarak insanlarla etkileşim içerisinde olma ihtiyacı duyarlar. Bu ihtiyaçtan mahrum kalan bireylerin yukarıda bahsedilen depresyon, kaygı, madde kötüye kullanımı gibi psikopatolojiler geliştirme ihtimali artar.
Sonuç
Travmalar, bireylerin işlevselliğini önemli ölçüde etkiler. TSSB, kaygı, depresyon ve madde kötüye kullanımı gibi psikopatolojilerin yanında bunların görülme oranını arttıran sosyal izolasyona da sebebiyet verebilir. Özellikle coğrafyamızda sel, deprem, orman yangınları gibi doğal afetlerin sıkça görülmesi ve bu gibi olaylara bireylerin bizzat maruz kalmasının yanı sıra yakınlarının da maruz kalmasıyla yukarıda bahsedilen davranış ve duygulanım problemlerine sebep olabilir. Bunların yanı sıra dünya üzerinde sıkça görülen ölüm tehdidi, kayıp veya bedensel bütünlüğe zarar veren yaralayıcı olaylar da travmatik olarak değerlendirilebilecek olaylar arasındadır. Travmaların bireylerin işlevselliğini önemli ölçüde etkilemesi ve bahsedilen durumlara sebebiyet vermesi uzman yardımını gerektirmektedir.
Kaynakça
Karaman, Ö., & Tarım, B. (2018). Travma Sonrası Büyüme, Sosyal Problem Çözme ve İyimserlik Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi. Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 190-198.
Savi Çakar, F. (2019). Yaşam Dönemleri ve Uyum Sorunları. Ankara: Pegem Akademi.
Serim Yıldız, B., & Özgülük Üçok, B. (2022). Çocuklarla ve Ergenlerle Psikolojik Danışma Uygulamaları. Ankara: Noben Yayıncılık.
Türel, F. İ., Öztürk, E., & Çalıcı, C. (2018). Bireyden Topluma Travma ve Şiddet: Bireysel ve Toplumsal Şiddet Olaylarına Psikotarihsel Bir Yaklaşım. Bartın Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 3-10.
Comments